22 Temmuz 2017 Cumartesi

"İKİ CAMİ ARASINDA BEYNAMAZ", Birlik Plâtformu Başkanı: Ahmet Nedim KAYA

"İKİ CAMİ ARASINDA BEYNAMAZ", Birlik Platformu Başkanı: Ahmet Nedim KAYA


İKİ CAMİ ARASINDA 

BEYNAMAZ!..

Darb-ı Mesel, bu ya;
ankara işçi blokları 100.yıl cami mescit resimleri ile ilgili görsel sonucu
Eskiden her yerde olduğu gibi, bu günde, İlde İlçede, Valinin, Kaymakamın, Belediye Başkanının, Hakimin, Savcının, Jandarma Komutanının, Okul Müdürünün, Öğretmenin ve mahallede Muhtarın, bakkalın, terzinin, manavın velhasıl herkesin namaz kılıp kılmadığı yine meraklı cemaat tarafından takip edilmekte...
İki camisi olan bir mahallede, resmi protokol mecburiyetler olmadıkça; Namazla alâkası olmayan ve es geçen açıkgöz bir Belediye başkanı, kendisine soranlara, yerine göre, yukarı mahalleden soranlara  "Aşağı camide kıldım." Aşağı mahalleden soranlara da, "Yukarı camide kıldım" diye yalan söyleyip durumu kurtarırmış.
Ancak yalan söylediği anlaşılınca, Belediyenin ve mahallenin ileri gelenleri Belediye başkanını sıkıştırıp sorguya çekmişler.
Adam çaresiz kalınca kendini şöyle savunmaya çalışmış:
“Aşağı caminin imamı, eskiden yurt dışında falan görevli, " Muhterem bir Hoca Efendi". Epey görmüş geçirmiş bir muhterem ama bir zamanlar beni içkiye alıştırmıştı. Arkasında namaz kılarken içki aklıma geliyor, namazım bozulmuş oluyor.” 
Resim yazısı ekle
“Yukarı caminin imamı da bayağı tahsilli ve benim anlayamadığım ve kavrayamadığım kadar " Derin Bir İmam " ama onu da ben içkiye alıştırmıştım. Arkasında namaz kılamıyordum. Onun için de son çare olarak kendime küçük bir Mescit yaptırdım.
 Kendim imam kendim cemaat oluyorum ibadetimi yapıyorum. Namazlarımı ise duruma göre;  yukarı cami, aşağı cami veya kendi mescidimde kılıyorum. O’da olmazsa makamımda veya evimde ibadet ediyorum!” demiş.

Not: Bu hikaye tamamen hayal ürünü olup, zamanımızın İmamlarını ve Cami Hocalarını tenzih ederim.
                                                                                            AHMET NEDİM KAYA

BEYNAMAZ: (Çeşitli Sözlüklerdeki anlamları)
1) İki yoldan hangisini tutacağını bilememek.
2) Şöyle mi, böyle mi yapacağını bilememek, şaşırıp bir şey yapamaz olmak.
3) Ne yapacağını bilememek.
4) İki yoldan hangisini izleyeceğini kestirememek.
5) Hangi tarafa yaklaşacağını ve ne yapacağını bilemeyenler için kullanılan deyimdir.
6) Namazı kılmaya mecbur olduğu zaman cemaatle kılan, kıldığı namazdan bihaber, kılsa eksersiz kılmasa namert, namaza dursa manasız.

20 Temmuz 2017 Perşembe

DOMUZ, AT, EŞEK, BUFFALO Etleri (Gibi, Dinen Haram ve Hastalık Nedeni) Et Ürünleri ile Türevleri Hakkında!.. "Ömer KIZILIRMAK, TÜBITAK - SAGE Planlamalar ve Kalibrasyon Birim Amiri

Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet, Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..

SAHİPSİZ, TAKİPSİZ VE DENETİMSİZ, SÖZDE “SERBEST PİYASA’DA” BAŞIBOZUKLUK, ÇÜRÜMÜŞLÜK, SAHTEKÂRLIK, YOLSUZLUK, ALÇAKLIK, HARAMLIK VE KALLEŞLİK DİZ BOYU!..

DEVLET ADINA “DENETİMDEN SORUMLU” ZABITA, BELEDİYE, KAMU KURUMLARI, BAKANLIK VE NİHAYET HÜKÜMET “NEDEN VE NİÇİN? GÖREV İHMALİ, ZAAF, ATALET, GAFLET VEYA MİLLETE, MASUM TÜKETİCİYE "İNSANLIĞA" KARŞI HIYANET VE DALÂLET İÇİNDE?.
SATINALMA MÜDÜRLERİNİN İSİMLERİNE KADAR “AÇIK BİLGİ VERİLDİĞİNE GÖRE” BU MESAJI EN AZ 2 KEZ CİDDİYE ALMAK VE BAHSİ GEÇEN MAL, ÜRÜN VE MARKALARI KESİN OLARAK ALMAMAK GEREK.
Evet; Bu e.MAİL ve/veya Haber Makale’de, İnsanlık ve İslâm; Müslüman düşmanı “haram edinim düşkünü” tertip ve teşekküllerin satın alma Müdürlerinin isimlerine kadar açık bilgi verildiğine göre: Bu mesajı en az 2 kez ciddiye almak ve bahsi geçen markaları KESİN olarak hayatımızdan, mahallemiz, muhitimiz ve şehrimizden çıkarmamız lâzım.

Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet,  Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..

İstanbul Gaziosmanpaşa Hacımaşlı Köyü Domuz Çiftliği'nin suları ve katı atıkları 300 metremesafedeki Sazlıdere Barajı'na akıyor. Baraj, 10 milyon kişinin su ihtiyacını karşılıyor. Çiftlikte 5 bin domuz var. Bölgeden sorumlu mahlûk ne iş yapar? Neden bu felâket, cinayet, Müslümanlara zulüm, bölge insanlarına alenen düşmanlık, kasıt ve şeamete engel olmaz?
Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarında et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' seklinde satılıyor. Domuz etini sucuk, salam, sosis ve muhtelif “ucuz et mamulü” olarak da piyasaya sürmek, bu mel3anetlerce en çok kullanılan yöntem.
PEKİ!.. NEDEN DOMUZ?
Türk yemek kültürüne temelden aykırı ve en önemlisi 'Dinen şiddetle yasak olmasına rağmen” neden ve niçin domuz cazip bir konu?'
Çünkü necis, muzır ve haram bir mahlûk olan “domuz” yetiştiriciliği çok kârlı bir iş. Domuz çok üretken bir hayvan... Cinslerine ve yaşına göre yılda 1, 2, bazen de 3 kez; ve her batında da 15-20'ye kadar varan yavru dünyaya getirebiliyor. Bir domuz yılda 2 kez doğum yapsa, her batından 10 yavru yaşasa,20 sene yaşayan bir domuzun 400 yavrusu oluyor. Ve dahası yeni doğmuş bir domuz 4-5 ayda 100 kiloya kadar çıkabiliyor!
Normal şartlarda evcil bir domuzun % 30'u yağ olarak ayrılabilmekte iken; bu rakam bazen % 50'yibulabiliyor. Yani 150 kg'lik bir domuzdan 75 kiloluk yağ elde edilebiliyor. Bu da Dana ya da Koyuna göre tercih edilmesinde çok önemli bir etken.
Beslenmesi  çok kolay, cam dışında -leş dâhil-her şeyi hatta kendi pisliğini bile yiyebiliyor. Her domuz  ortalama 80-100 kiloya ulaştığı zaman kesiliyor. Kaba bir hesapla sadece bu çiftlikten yılda yaklaşık 1 milyon kg. et çıkıyor.
Bu etlerin hangi kanalla, nerelere satıldığı meçhul!? Diğer çiftlikler de göz önüne alındığında Türkiye 'de yaklaşık 3 milyon kg domuz etinin piyasaya değişik yollarla sürüldüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye 'deki toplam kırmızı et tüketiminin de 6 milyon kg. olduğu göz önüne alınırsa tablonun vahameti daha da netleşiyor. Kilosu 1 ile 3.5 Türk lira arasında satılan bu domuz etlerinin ağırlıklı olarak Kıyma, Sucuk, Salam ve Sosis olarak satıldığı dile getiriliyor. Çiftlik çalışanlarından İsmail Türk'ün verdiği bilgiye göre kesilen etler toplu olarak büyük otellere, yemek fabrikalarına kıyma ve sosis gibi ürünler olarak satılıyor.

Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet,  Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..

BU VE BENZERİ ÇİFTLİKLERDEN RESMİ OLARAK 5 FİRMA DOMUZ ETİ VE ÜRÜNLERİ SATIN ALIYOR:
1-ÇERKEZO, 2-POLONEZ, 3-NUTA, 4-NAMET VE 5- SÜTTE...
1. ÇERKEZO aldığı ürünleri Salam Sosis olarak piyasaya sürerken aynı zamanda Teşvikiye 'deki Şarküterisinden de nihai tüketiciye ulaşıyor. (ki bu firmanın bir de "TADET" adı altında otellere ürün sattığı bir markası daha bulunuyor... ) Aynı zamanda butik mağazalarda ve ulusal zincir mağazalarda satılan BONUS markalı ürünlerin üreticisi de ÇERKEZO...
2- Ayazağa daki ÇERKEZO'nun hemen yanında üretim yapan SÜTTE firması da salam, sosis ve jambonlarını markasıyla satıyor. Ancak bilinen bu firmalar ürünleri çeşitli zamanlarda farklı isimlerde piyasaya sürüyor. Daha önce Sütte olarak piyasaya sürülen domuz mamulleri son dönemde PIGGY adıyla satılıyor. Üstelik ünlü Amerikan FAST FOOD zincirlerinden LİTTLE CEASAR'S PİZZA tam 10 yılı aşkın süreden beri et mamullerini SÜTTE firmasından temin edip bizlere bir güzel yediriyor!!!
3- POLONEZ 5 yıl öncesine kadar resmi olarak domuz ürünleri imal edip MIGROS'larda açık, açık ürünlerini satarken, son yıllarda %100 dana etinden ürünler imal ettiğini iddia ediyor. 'Peki ya bunlar göz göre, göre mağazalarında sattıran satın alma müdürleri aldıkları rüşvetin yanı sıra bu milletin vebalini aldıklarını da biliyorlar mı sizce?'
POLONEZ'in ciddi anlamda piyasaya yayılmasındaki en büyük faktör MIGROS' tur. O dönem MIGROS'un et mamulleri satın almasında olan (Şu an oyuncak reyonunda Satın Almacılık yapan) Coşkun Bey'in büyük paralar karşılığında POLONEZ'le işbirliği içerisinde olduğunu ve bizzat domuzları bizlere yediren kişi olduğunu biliyor muydunuz?
Peki ya Migros'ta çalışan tüm tezgâhtarların eksiksiz olarak her ay sonunda POLONEZ 'in sahibi MUSTAFA AKKAS’dan (veya Satış Müdürü sıfatı ile çalışan ALİ ÖZYAVAŞ'tan) maaşlarını ve primlerini (bizlere sattıkları et mamulleri üzerinden ) aldıklarını biliyor muydunuz?
Peki; METRO GROS MARKETLER'in (Su anki değil bir önceki) satın almacılığını yapan kişinin Şu an BAGDAT CADDESINDE bulunan Polonez - Barbekü Restoranları'nın sahibi olduğunu biliyor muydunuz?
Peki; İzmir'in kalesi olarak görülen KİPA Marketler'in satın almacılığını yapan bayanın Polonez'in resmi hissedarı olduğunu biliyor muydunuz?
PEKİ AMERİKAN FAST FOOD ZİNCİRİ DOMINO'S  PIZZA ve ALMAN EKOLÜ
DR. OETKER PİZZALARIN İÇERİSİNDE POLONEZ ET MAMULLERİNİN KULLANILDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?
PEKİ GIMA MARKALI ve PİYASALARDA SATILAN "OPI" MARKALI ÜRÜNLERİPOLONEZ'İN ÜRETTİĞİNİ VE BUNUN KARŞILIĞINDA NE KADAR PARA YEDİRDİĞİNİ BİLİYOR  MUSUNUZ?Eğer; Bu Memleketin İdaresinde "Onurlu, Görev Şuurunu Haiz, Yetkili ve Sorumlu İnsan veya Müslümanlar Varsa" Bütün Piyasalar Bu Şer, Şeamet,  Haram Melânet ve Mazarrat'tan Ayıklanıp Temizlenir. Aksi Takdirde Bu Rezillik, Tehdit ve Pislik “Korkunç Hastalıklar Üreterek” Sürer ve “En Kıymetli Varlığımız Olan İNSAN UNSURUNU” Büyük Felâketlere Sürükler!..
'Peki, sizce Türkiye de domuz eti yemeyen insan kalmış mıdır?'
4- NUTA öncelikle 7 TEPE markası ile tanınmakla beraber Güneydeki – Her şey dâhil - tatil köylerinin bir numaralı tedarikçisi...  Ee tabi yabancı turistlerin yanında yerli turistler de güme gidiyor! Bu firmalar özellikle Büyük Alışveriş Merkezlerinde ayrı bir stant açıyorlar. Ancak   Küçük Şarküterilerde karışık olarak duruyor ve birçok tüketici farkına varmadan domuz ürünlerini satın alabiliyor. Üstelik işin ilginç tarafı bu firma Şimdi de firma tanıtım cd' si hazırlamış CARREFOUR gibi büyük hipermarketlerde ne kadar hijyenik üretim yaptığını anlatıyor. Ama 7 TEPE SOSİS hafta sonları marketlerde KDV dahil 2.900 TL ye satılıyor.
Çünkü maalesef bu adamlar sosislerin içerisinde "hayvan küspesi" gibi lafını bile etmek istemediğimiz katkılar kullanıyorlar... Domuz hammaddeli salam ve sosislerin kesiminin yapılıp piyasaya sürüldüğü bir başka yer de NUTA'nın üretimini yapan kişinin işlettiği Dolapdere'deki imalathane. ("IDEAL" markalı salam sosis imalatçısı )
5- NAMET ünlü EMİNÖNÜ HASIRCILAR ÇARŞISININ İÇİNDE yıllardır tanınan NAMLI PASTIRMACI'nin modern hali!!! Şu an modern (!) üretim tesisleri BAYRAMPAŞA MEGACENTER (GIDA HALİ) içinde derme çatma bir imalathaneden öteye geçemeyecek konumda olan ve üretim kapasiteleri aylık -günün 24 saati çalıştıklarını düşünürseniz-70 tonu geçemeyecek olan bu imalathanede NAMET ayda tam 270 ton et mamulü üretiyor ve satıyor!!!
Bu aradaki 200 tonluk kapasite açığını ise İSTANBUL DIŞINDA ne olduğu belirsiz imalathanelerde, merdiven altı firmalarda üretim yaptırıp üzerine ' %100 NAMET KALİTESİ' bastıktan sonra (üretim yeri olarak BAYRAMPAŞA' da ki adreslerini gösteriyorlar) bizlere afiyetle yediriyorlar.
CARREFOUR ve diğer tüm zincir mağazalarda POLONEZ'in uyguladığı benzer taktikleri uygulayan NAMET bugün kapasitesinin 3 kat üzerinde üretim yaparak gururla (!) ülkemizi temsil ediyor!.
Peki, Cem YILMAZ'ın dediği gibi janjanlı ambalaja sahip NAMLI pastırmalarının sahipleri olan Engin & Esen Mepa Kardeşlerin aynı zamanda Çorlu'daki domuz çiftliklerinin yarı hissesine sahip olduklarını da biliyor muydunuz?
2000 yılında patlak vermiş olan kaçak Buffalo (Yaban Öküzü) etlerinin de NAMLI pastırmaları' nın sahipleri olan Engin&Esen Mepa Kardeşler tarafindan getirildiğini.; Hatta Bayrampaşa'daki imalathanelerinin Gazetecilerin ve Kameraların gözü önünde basıldığını, Engin Mepa'nin Show TV'ye, o dönemin 1 trilyon lirayı kendi elleriyle hediye ettiğini, sonra da Milliyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerine verdikleri dev ilanlarla TÜM OLANLARI ve BASKINLARI yalanladıklarını biliyor muydunuz?
NAMLI Pastırmalarının hem % 5 hissesine sahip olan, hem de İmalat Müdürlüğünü yapan "Muzaffer ...." adındaki şahsın aynı dönemde kardeşi ile Bağcılar semtinde açmış olduğu imalathanede At ve Eşek etinden yaptığı pastırmaları dilimleyerek Zincir Marketlere sattıklarını biliyor muydunuz?
2004 yılında da Uğur DÜNDAR ekibi tarafından BASILARAK ekranlarda gösterildiğini hatırlayabildiniz mi?
Domuz konusunda herkes topu başkasına atıyor!
Bu noktada tüketicinin yapması gereken şeyi Çevre Sağlık İl Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şubesi Müdürü İrfan YILMAZ özetliyor:
'- Piyasadaki etleri denetlemek mümkün olmuyor.' 'Kısacası ne yediğinize dikkat edin. Çok emin olmadığınız ve  bilmediğiniz markaların ambalaj güzelliğine kanmayın.
Ömer KIZILIRMAK  
TÜBITAK-SAGE Planlamalar ve Kalibrasyon Birim Amiri  
Artık: DOMUZ, AT, EŞEK, BUFFALO v.b. HARAM, LÂNETLİ VE SAKINCALI  ETLERİ yemek istemiyorsanız: LÜTFEN bu Mail'i  (bu linki) VATANDAŞLIK BORCU; İNSANLIK ve MÜSLÜMANLAIK GEREĞİ HERKESE YOLLAYIN.
((KAYNAK: milligorus1969 - milligorus1969@googlegroups.com / 18 Temmuz 2017.15:15 & Remzi Eker eker.r06@gmail.com))

31 Aralık 2016 Cumartesi

YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN; MUTLULUK VE HUZUR DOLU YILLAR DİLERİM, Ahmet Nedim KAYA




BİZ BİRLİKTE KALMALIYIZ
ADALETLE DOLMALIYIZ
EKMEK SU VE İŞİ GÜCÜ
PAYLAŞANLAR OLMALIYIZ

AHMET NEDİM KAYA
***



2017 YILININ HER GÜNÜNDE 
HER EVLAT HER ANNE HER BABA 
VE
 HER ATA'NIN MUTLU VE HUZURLU OLMASINI DİLERİM.

AHMET NEDİM KAYA
MİMAR VE İÇMİMAR

22 Kasım 2016 Salı

"24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ" KUTLU OLSUN

ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN
ÖNEM, ANLAM VE TARİHÇE:
ÖĞETMENLER GÜNÜ NEDİR VE NE ZAMAN KUTLANMAYA BAŞLANDI
Cumhuriyet Dönemi’nde yeni Türk harflerini öğrenmek amacıyla düzenlenen okuma yazma kurslarına “Millet Mektepleri” adı verilmiştir. İlk Millet Mektebi,11 Ağustos 1928’de Dolmabahçe Sarayı’nda açıldı. Bunu, İstanbul’da başka okullarının açılışı izledi. Bu arada, İstanbul Radyosu’nda da dersler verilmeye başlandı. Benzeri kurslar, büyük kentlerde, devlet dairelerinde açıldı. Millet Mekteplerinin ve harp inkılabının simgesi durumuna gelen ,O hepimizin bildiği fotoğraf, Mustafa Kemal’in 1928 yılında Sivas’ta halka yeni harfleri tanıtırken çekilen fotoğrafıdır.

3 Kasım 1928’de yayınlanan “Türk Harfleri Hakkında Kanun”la, en geç altı ay içinde, yeni alfabenin öğrenilmesi zorunluluğu getirilmişti.24 Kasım 1928’de yayımlanan Millet Mektepleri Teşkilatı Talimatnamesi’nde de Cumhurbaşkanının, bu okulların başöğretmeni olduğu; altı ay içinde,16-45 yaş arasındaki, eski yazıyı bilen bilmeyen herkese yeni yazının öğretilmesi hükmü yer alıyordu.

İstanbul’da kurslara kayıtlar,23 Aralık 1928’de başladı. Bu kurslara haftada dört gece erkekler, iki gece de kadınlar katılıyordu. Kurslar, A ve B dershanelerine ayrılmıştı. Okuma yazma bilmeyenler, A dershanesinde okuma yazma öğrendikten sonra B dershanesine geçiyor ve orada okuma, kompozisyon, aritmetik, sağlık bilgisi, yurt bilgisi derslerini alıyordu. Millet Mektepleri, 1923’de başlatılan dilde yenileşme atılımına da önemli katkılarda bulundu. Harf inkılâbından önce yüzde on dolayında olan okuryazar oranı,1936’da yüzde yirmi beşe ulaştı.

Millet Mekteplerinin işlevi 1936’dan sonra halk evleri ve halk adaları üstlendi. 1928 yılında Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmeni olduğu 24 Kasım,1981 yılında “öğretmenler Günü” olarak kabul edildi. Öğretmenlerimizin gününü kutluyor; bu günlerin sağlıklı, mutlu ve başarılı olmalarını sağlayıcı adımların atılmasını “vesile” oluşturmasını diliyoruz.
(Kaynak: İlköğretim ve Ortaokullar için Hazırlanmış Belirli Günler ve Haftalar Kitabı - Özgün eğitim, 24 Kasım 2016)

5 Kasım 2016 Cumartesi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURİYETİMİZİN 93. YILI KUTLU OLSUN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ
CUMHURİYETİMİZİN 93. YILI KUTLU OLSUN
Efendiler !
"Avrupanın bütün ilerlemesine yükselmesine, medenileşmesine karşılık,
Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur.

Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupadan nasihat almak,
Bütün işleri Avrupanın emellerine göre yapmak,
Bütün dersleri Avrupadan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi.

Halbuki, hangi istiklal vardır ki,
Ecnebilerin   nasihatleriyle,
Ecnebilerin planlarıyla yükselebilmiş ?...
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir…"


Milletin Esaretten Kurtuluşu,
Egemen ve bağımsız olarak topraklarımızda yaşayabilmesi,
Ancak azimkar ve namuslu ellerin milleti kısa ve doğru yoldan
Haklarını korumaya ve bağımsızlığa sevki ile kabil olacaktır..


Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."

Türkiye Cumhuriyeti’nin 93.kuruluş yıldönümü
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de (KKTC) etkinliklerle ve 21 pare top atışı ile kutlanacak.


CUMHURİYET
Cumhuriyet bir demokrasi biçimidir. Cumhuriyet yönetiminde halk, egemenliği elinde tutar, bu egemenliğini belli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullanır.
Cumhuriyet yönetiminde Cumhurbaşkanı seçimle göreve gelir ve görevi de geçicidir. Cumhurbaşkanı bunu bilir; göreve ve Cumhurbaşkanlığı makamına öyle çıkar.

Osmanlı Devleti, monarşi ve teokrasi ilkelerine dayanıyordu. Birinci Dünya Savaşı sonunda milletimiz tutsak, ülkemiz işgal edilmek istendi.
Türk milleti Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde çetin bir Kurtuluş Savaşı verdi.
23 Nisan 1920’ye kadar geçen süre içinde sultanlar ve padişahlar egemenliği ellerinde tuttular, diledikleri gibi davranıyor, istediklerini yapıyorlardı; yaptıklarının hesabı sorulamaz, eleştirilemezdi.

23 Nisan 1920’de Ankara’da İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi toplandı; Milli Meclis egemenliği kayıtsız şartsız millet adına kullanmaya başladı; ülkenin bütün işlerini millet adına yürüttü, yurdumuzu düşmandan temizledi, saltanatı kaldırdı.

29 Ekim 1923’te cumhuriyet kabul edildi. Böylece Anadolu’da kurulan Türk Devleti’nin yönetim şekli CUMHURİYET, adı da TÜRKİYE CUMHURİYETİ oldu.
Bundan sonradır ki Türk insanı çağdaş düzeye yükseldi, kalkınmaya başladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kabul ettiği Cumhuriyet, 29 Ekim günü CUMHURİYET BAYRAMI olarak kutlanmaktadır, sonsuza kadar da kutlanacaktır.
Cumhuriyet; akılcı, bilimci, deneyci dünya görüşünü benimsemektir; geri kalmışlıktan, yarı sömürgelikten kurtulmaktır.

Cumhuriyet, tarihin bilincine varmaktır.

Cumhuriyet, insanımızın yaşatıcı gücüne kavuşturulmasıdır;

Cumhuriyet aydınlanmadır.

Türk Milletinin sonsuza kadar varlığını sürdürmesi,
Bağımsızlığımızın ve Cumhuriyetimizin, yaşatılmasına, güçlenmesine bağlıdır.

8 Ekim 2016 Cumartesi

AHMET NEDİM KAYA: BİRLİK PARKI SEVDAMIZ ‘‘ BİRLİKTEYİZ "

                                       BİRLİKTEYİZ

            BİZ BİRLİKTE OLDUKÇA,
            DÜNYA YERİNDE DURDUKÇA,
            BİRLİK PARKI KALDIKÇA,
            BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ.

                                           BİZ BİRLİKTE OLDUKÇA,
                                           DÜNYA YERİNDE DURDUKÇA,
                                           TÜRKİYEMİZİ KORUDUKÇA,
                                           BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ.
                                                                                                                     Ahmet Nedim Kaya

                                  Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çiftlik arazisinde 

GAZİ, ÇİFTLİĞİ 2016 DA TEKRAR İNCELERKEN : " Anlaşıldı ki Memleketi, eski düşmanlarından tekrar kurtarmak ve yeniden tam bağımsız hale getirmek gerekiyor. "

dediğini duyar gibi oluyor insan.